Ya da kapatmak için ESC tuşuna basınız.

Dokuz Onbir

25 Ekim 2022 Okuma Süresi: 4 dakika

Dokuz Onbir

İki ucu sivri değneklerle kazığa oturttuğumuz ineği
Şimdi ateşte çevirdiğimiz, biraz sonra midemize kayacak ineği
Senelerce sağmıştık
Neydi ki gözettiği sofrada toplaşanların
"Menfaatçi olma!" diye söylerlerken?
Anlaşılan bu ineği yere seren egolar, yemeklerini odaya istemişlerdi

Kapsüller içinde hapsolmaya rıza!
Dokuz yorgan eskitenlere imrenti!
Diyojen, bahtsız bir pespaye olarak karikatürize edildiğinden beri
Rağmidir bu yahut ibne? Millete başka seçenek mi verildi?
Bütün değerlere kucak açmakla övünenlerin afişleri
Değer sahiplerini kucaklarına oturtmak içindi

Bir felaket her zaman kapıdadır
İçeriye girecek değil, girmesi an meselesidir
Refahmış, barışmış, huzurmuş; demode sözcükler
Kıtlık, savaş ve cinnettir medeniyetler
Bizim medeniyetimizdir tumturak bilmeden inen tepelere
Ama sanıldığının aksine
Susadığımız kan, bize taslarla gelmeyecek
Tas dediğin hamam gereci, biz hamama paklanmağa
Savaşa allanmağa gideriz

İşte bir şeylerin hep parçası kalmak acılığını
Damakta ilk duyuşumla sabahın karşısına
Maval okuyarak böyle çıkıyorum
Savaşın ezgisi, şehveti, diriliği
Pamuk bir yumuşaklıkla meydanı
Bana bu şartlar altında bırakıyor
İkilenmeden ve ikiletmeden orada durmakla cesaret buluyorum

Naci İsim

Öğrenci